5 Ağustos 2022 Cuma

CİN

 



Elsiane-Nobody Knows 


Bencilliğin kurbanlarıyız. Durmadan birilerinin bencilliğini, kibrini besleyen nesnelere dönüşüyoruz. Böylece dönüştürülüyoruz. Kimliğimizi koruyacak alanı tanımıyor hayat. Yollarımızı kesiştirdiği insanlar ile yapıyor üstelik bunu. İnsan kendini korumayı ne zaman öğrenir, yeterince yarım kalmışlıkla mı? Her durgun denize dalmamayı ne zaman öğrenir? Önce derinliğe, suyun soğukluğuna, zemine bakmayı? Öğrenir mi? Öğrenirse kendi olur mu?

Hayatta kalmak için her geçen gün hissiz, sığ ve sıradan insanlara dönüşüyoruz. "Büyümek" diyoruz utanmadan adına. Büyümek, çürümeye eş değer mi? Soru işaretlerim yaş aldıkça artıyor, ancak esas olması gereken şey olmuyor; büyümüyorum. Büyümek istemiyorum. Büyük bir çocuk oluyorum yalnızca. Kalkıştığım her ne varsa sonunu, ihtimalleri görebilecek kadar yetişkin; ancak olası sonuca göre hareket etmeyecek kadar çocuğum. En azından korkak değilim; ne istediğimi biliyorum, ne beklediğimi, ne kadarını alabileceğimi ya da ne kadarına kanaat edeceğimi, ne kadarını aramamam gerektiğini. Büyümek beni alıkoymuyor, kız çocuğumu zor zamanlar için saklıyorum. İşte böylece beni yakacak ateşin ışığına kanıyorum. Yanıyorum, ancak kül olmaktan da haz alıyorum. Ben de bir anka kuşuyum, ne kadarımı biliyorlar?

Aslına bakarsan bilmiyorlar, bilmeyecekler. Bilmek, her ne kadar bazen acı verse de öğrenmeye cesaret edenlerin mükafatıdır. Bilmek, tanımaktır; bilmek, görmektir. Bilmek, korkmamaktır. İnsan bildiği, gördüğü şeyden korkmaz. O yüzden denir; “Dişini gösteren köpek ısırmaz”. Isırmaya niyeti olan, dişini göstermeyerek verir acıyı. Isırık değil, beklenmedik olması yakar insanın canını. Hayat bizi acımasız sürprizlerden korusun.

Eğer orada bir yerde tanrı varsa benim için bir planı var mı, onun ya da senin için? Bunca acıyı, iyiliği ve güzelliği zıttından keşfedelim diye mi yönlendirdi? Tutunacak tek dalım bu. Ne saçmalıyorum. İkindiye yaklaştık, çok da içmedim hâlbuki. Gündüz sarhoşluğu diye bir şey var. Düşüncelerden kaçmak gündüz daha kolay gibi; ama hayır, yeterince tecrübe etmemişliğin masum cehaleti var üstümde. Şimdi bu masa benim cehennemim. Ne zaman dört sandalyeden üçü boş kalsa bu oluyor. Şimdi karşımda kazayağı desenleri olan sandalyeye bakıyorum, biri varmış gibi hayal ediyorum. Şizofren olmayı dileyeceğimi sanmazdım, diliyorum. Cin, senden daha az olmalı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder